Kedi Sahiplenmeden Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler | Sağlıklı ve Mutlu Bir Kedi Nasıl Anlaşılır?

Selam kediseverler!

Bugün size kedi sahiplenmeden önce dikkat etmeniz gereken noktalardan, bazı ipuçlarından, yapmanız gereken hazırlıklar ve olası masraflarınızdan bahsetmek istiyorum.  Bu konuyla ilgili YouTube kanalımda da bir video paylaştım. Yazılanları ağzımdan dinlemek isterseniz orayı da ziyaret edebilirsiniz :)



Tabi ki de kedi beslemek atla deve değil; belki de beslemesi en kolay hayvanlardan bir tanesi. Fakat tabi ki bu yolculuğa çıkmadan önce dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var.

Öncelikle ilk dikkat etmeniz gereken nokta hayatınızın yerleşik mi yoksa çok hareketli mi olduğuyla ilgili. Kediler çok fazla değişiklikten hoşlanmıyorlar ve alışkanlıklarına bağlı hayvanlar. Dolayısıyla eğer sık sık seyahat ediyorsanız veya yakın zamanda taşınma gibi planlarınız varsa kediniz kolayca bunalıma girecek ve size küsecektir. Bu sebeple de mutlaka yerleşik bir hayat yaşamaya başladıktan sonra kedi sahibi olmaya karar vermeniz gerekiyor.

İkinci dikkat etmeniz gereken nokta ise masrafları karşılayıp karşılayamayacağınız. Yine kedi beslemenin öyle çok masraflı bi’ eylem olmadığını hatırlatmam gerek. Ama tabi 2 veya 3 kediye çıktığınız zaman masraflar da o oranda artacaktır. Olası masrafları şöyle sıralayabilirim:
-Haftalık kedi maması ve kedi kumu gibi düzenli olarak yapmanız gereken harcamalar.



-Kediyi ilk aldığınızda yaptırmanız gereken muayene ve aşı masrafları. (Bu kısma beslediğiniz kedinin cinsine göre değişebilecek yine düzenli olarak yaptırmanız gereken tüy kesimi gibi veteriner masraflarını da ekleyebiliriz.)
-Kedi oyuncağı (ip/top) ve mama/kum kabı gibi bir kez alınıp uzun süre sizi götürecek olan masraflar.



                        
Dikkat etmeniz gereken en önemli noktalardan bir tanesi de kedi sahibi olmanın bazı sorumlulukları ciddi anlamda göze almanızı gerektirmesi. Eğer çok fazla sorumluluk sahibi bir insan değilseniz kedi sahibi olmak sizi ciddi anlamda zorlayacaktır veya kedinizin sağlıklı bir yaşam sürmesine engel olacaktır. Bu sorumlulukların en başında kum ve mama kaplarını her zaman temiz tutmanız, gün içerisinde düzenli olarak mamalarını vermeniz, taramanız ve onları oynatmanız gelecektir. Çünkü her kedinin egzersize ihtiyacı vardır ve günde en azından 15-20 dakika sahipleriyle oyun oynamak isterler.

                

Hâlihazırda beslediğiniz bir evcil hayvanınız varsa onların bir kediyi nasıl karşılayacağına da dikkat etmeniz gerekir. 



Aynı zamanda evin diğer sakinlerinin de bir kedinin gelişiyle ilgili nasıl bir tavır takınacağı veya ne konularda rahatsızlık duyacağı önemlidir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken en önemli insan tipi ‘alerjen’ insanlar. Genelde alerjen insanlar kedilerin döktükleri tüylerden veya kedi kepeğinden ister istemez rahatsız olurlar. Alerjen birinin de kediyle yaşamasının bazı yolları var, fakat buna başka bir post ve başka bir videoda değinmek istiyorum. 


Alerjen bir insanın ve bir kedinin birlikte yaşamasının bazı yolları olsa da kesinlikle bunun doktor kontrolünde ve doktora danışarak olması gerekir. Çünkü kimin alerjisinin ne seviyede olduğunu her zaman kestiremeyebiliyoruz. 

İkinci olaraksa evde bir çocuk olup olmadığına çok dikkat etmeniz gerekiyor. Genelde 1 ya da 2 yaşından küçük çocukların vücutlarının kedilere nasıl reaksiyon gösterebileceğini kestiremeyiz. Bununla birlikte kedi sevme konusunda tecrübeli olmadıklarından kedilere zarar verebilirler veya yine kötü bir ihtimal olarak kedilerden onlara bir zarar gelebilir. Dolayısıyla onları tanıştırırken iyi bir tanışma yönetmeniz ve çocuğa bir kedinin nasıl sevilmesi gerektiğini çok iyi bir şekilde göstermeniz gerekiyor. Tüm bunlar bir kenara, bir çocuğun bir hayvanla büyüyor olmasının onun ruhsal gelişimine çok fazla faydası vardır. Bunun da gözden kaçırılmaması gerekir.

   
              


Yine önemli maddelerden bir tanesi alışkanlıklarınıza sizin ne kadar bağlı olup olmadığınız. Eğer bir kedi sahiplendiyseniz ve bazı şeyleri göze aldıysanız, evinizde birçok şeyin düzeni hızlıca değişecektir. En basitinden koltuklarınızı tırmalamaya başlayacaktır ve sizin bununla ilgili bir takıntınız varsa bu sizi deli edebilir.


Örneğin biz her sene evde bir yılbaşı ağacı dikerdik fakat bu sene yapamadık. Çünkü evimize Kestane geldi ve onunla oynayacağını veya onu dağıtacağını bildiğimiz için vazgeçmemiz gerekti. Sizin de bunları tartıp göze almanız gerekiyor. Sonucu hüsran olmasın.

Ev ortamınızın kedi için ne kadar uygun olduğu da önemli bir konu. Kediler doğa koşullarına da alışkın hayvanlar oldukları için çok çok küçük evlerde çok fazla rahatsız olabiliyor ve sıkılabiliyorlar. Aynı zamanda evdeki düzenin de kediye uyumlu olması gerekir. Mesela camların sürekli açık olduğu yüksek bi’ evde kedinin güvenliği için bir önlem alınmış olması önemli. Çünkü kedilerin evde nasıl davranacağını kestiremeyebiliyorsunuz. Örneğin Lokum yüksekten çok fazla korkarken,  Kestane arkasından koşmak istediği bir şey bulduğunda camdan atlama potansiyeli olabilecek bir kedi.


Karar vermeniz gereken noktalardan biri ise yavru kedi mi, yoksa yetişkin kedi mi sahipleneceğiniz. Ben ikisini de deneyimliyorum. Lokum yetişkin bir kedi, Kestane ise yavru bir kedi. İkisinin arasında cins ve sokak kedisi olmalarıyla ilgili de bariz farklar var elbette; fakat yaşlarıyla ilgili de çok fazla fark var.  Örneğin Lokum gününün büyük bir kısmını uyuyarak ve dinlenerek geçirmek isterken, Kestane gününün büyük bir kısmını koşarak ve oyun oynayarak geçiriyor. Özetle yavru kediler başlarını belaya sokmaya daha fazla eğilimli olurken ve sizden daha fazla ilgi beklerken, yetişkin kediler daha kendi alışkanlıklarına bağımlı hayvanlar oluyorlar. Yavru kedi kadar oyunbaz değiller; o yüzden onunla iletişim kurarken size çok fazla zorluk çıkarmazlar; fakat onların da silinmesi zor davranış bozuklukları olabileceğini de göz önünde bulundurmanız gerekir.

Sık yaşanmaz ama karar vermeniz gereken bir diğer nokta da bir kedi mi yoksa daha fazla kedi mi sahiplenmek istediğiniz. Genellikle sokak kedileri doğal olarak dışarıda başka hayvanlarla karşılaştıkları için ikinci bir kediden çok fazla rahatsız olmayabiliyorlarken, cins kediler ve ev kedileri ikinci bir kediden daha fazla rahatsızlık duymaya yatkınlar. Çünkü kendi alışkanlıkları ve ev düzenine daha fazla bağlılar. Bu durumda yapılabilecek en iyi şeylerden bir tanesi iki yavru kediyi aynı anda sahiplenmek veya birlikte büyümüş kedileri aynı anda sahiplenmek veya aynı batından ve farklı cinsiyetlerden kediler sahiplenmek. Biz Kestane’yi ilk getirdiğimizde en büyük avantajımız evde zaten yerleşik olan bir kedinin yanına yavru bir kediyi getirmenin çok fazla sorun yaratmamasıydı. Çünkü evde yerleşik olan kedi yavru kediyi daha hoşgörülü karşılıyor ve kendisine daha az rakip olarak görüyor. Fakat en büyük dezavantajımız da ikisinin aynı cinsiyetten (dişi) oluşuydu. Çünkü bir dişi ve bir erkek kediyi yan yana getirmek daha kolayken, iki aynı cinsiyetten kediyi bir araya getirmek biraz daha güçlük yaratabiliyor. Tabi ki bu tip durumlarda kedilerde davranış bozuklukları kaçınılmaz olabiliyor. Birbirlerinden çok fazla rahatsızlık duyabiliyorlar ve size günlerce trip atıp ağızlarına yemek bile sürmeyebiliyorlar. Lokum’da bu tip durumlarla çok fazla karşılaştık. O yüzden bununla ilgili ne yapmanız gerektiği ve onları tanıştırırken krizi nasıl yönetebileceğinizle ilgili ayrı bir post paylaşmak, video çekmek ve deneyimlerimden bahsetmek istiyorum.

Yine dikkat etmeniz gereken önemli noktalardan biri de sahipleneceğiniz kedinin uzun tüylü mü yoksa kısa tüylü mü olduğu. Çünkü bunların arasında gerçekten bakım kolaylığı anlamında ciddi farklar olabiliyor. Lokum en bilinen uzun tüylülerden bir tanesi; bir İran kedisi. Dolayısıyla tüylerinin bakımı da ayrı sorumluluklar gerektiriyor. Günden güne taranması ve temizlenmesi gerekiyor. Derisi zor hava aldığı için deri kepeği çok fazla görülebiliyor ve bu alerjen insanlarda daha büyük rahatsızlıklar yaratabiliyor.


Son olarak değinmek istediğim nokta ise sağlıklı ve mutlu bir kediyi nasıl anlayabileceğinizle ilgili. Öncelikle bir kedi sahiplendikten sonra mutlaka veterinere ilk aşılarını yaptırmanız gerekiyor. Bunlar genellikle veterineriniz tarafından düzenli aralıklarla yapılıyor. Baktırmanız gereken en önemli 3 virüs şu şekilde sıralanabilir:
-FeVL (Kedi Lösemisi)
-FIV (Kedi AIDS’i)
-FIP (Genelde sokak kedilerinde taşıyıcı olarak görülür. Kedinin bağışıklık sisteminin çökmüş olup olmadığıyla ilgilidir. Taşıyıcı olarak bulunabileceğinden evinize ikinci bir kedi getirirken evdeki kedinin sağlığı için daha fazla dikkat etmeniz gereken bir rahatsızlık.)

Kedideki sağlık işaretlerini ben nasıl anlarım derseniz ilk önce bakmanız gereken yer kedinin kürkü. Kedinin kürkünde ciddi döküntüler veya kellikler var mı; buna dikkat etmelisiniz. İkinci olaraksa kedinin bedenini ve karın bölgesini hafifçe okşayarak kontrol edebilirsiniz. Karın bölgesi hafif yuvarlak olmalı ama bölgesel şişlikler bulunmamalı. Aynı zamanda genellikle sağlıklı bir kedide kulakların içleri ve dışları temiz olur. Gözler parlak ve canlı olur. Gözlerde herhangi bir akıntı belirtisi bulunmaz. Ama bu durum gene cinsten cinse göre değişebiliyor. Örneğin İran kedilerinde burun çok içerde olduğu için akıntılar gözden gelebiliyor. Dolayısıyla bu bir sağlıksızlık belirtisi mi tartışılır ama yaygın olarak kedilerin gözlerinde akıntı olması bir sağlıksızlık belirtisidir. Tüyleri yumuşak, temiz ve parlak olmalı. Kedinin kendini çok fazla tırmalaması veya kaşıması da tüylerinde parazit veya pire olma ihtimaline işaret eder. Bununla ilgili de alınabilecek çok fazla önlem var tabi ki.  Bu kediyi sahiplenmemeniz için bir sebep değil. Burnu temiz, soğuk ve nemli olmalı. Kuru veya akıntılı bir burun çok sıklıkla hastalık işaretidir.

                  

Tüm bu bilgilerin sonunda ise en önemli nokta mutlu bir kedinin nasıl anlaşılacağı. Tabi ki de mutsuz bir kedi sahiplenip evinizde de onu çok çok mutlu etmeniz mümkün. Kedinin sosyal ortamını, anne-babasını görmek Türkiye’de çok yaygın bir durum değil. Genelde bir kedi buluyoruz ve onu sahipleniyoruz. Fakat böyle bir şansınız varsa şu bir işaret olabilir: Eğer kediyi kucağınıza alıp sevdiğinizde annesi de size bir tepki verip çok fazla saldırmıyorsa, bu kedinin de sosyal olabileceği anlamına gelir. 

İkinci olarak oyuncak testini yapabilirsiniz. Elinize bir ip veya top alarak kedinin buna nasıl reaksiyon vereceğini kontrol edebilirsiniz. Muhtemelen mutlu ve sağlıklı bir kedi, avını kapmak için ordan oraya koşuşturacaktır. 


Bunun yanında kediyi kucağınıza alıp sevmeye ve okşamaya çalışabilirsiniz. Eğer kedi olumlu tepki vermiyorsa, bu muhtemelen okşanmak istemeyecek kadar aktif bir kedi olduğu anlamına gelir. Bu genelde oyunbaz ve yavru kedilerde sıklıkla gözlenir. Dolayısıyla size arkadaşlık edecek bir kedi arıyorsanız, yalnız yaşıyorsanız ve sürekli sevip okşamak istediğiniz bir kedi profili bekliyorsanız bu kedi sizin için uyumlu değildir.  

Özetle en temel olarak mutlu bir kediyi anlamanız için en iyi yöntem kediyi kucağınıza almanız ve okşamanız. Sağlıklı ve mutlu bir kedi muhtemelen size olumlu tepki verecektir. Çünkü sıklıkla mutlu bir kedi insan temasından hoşlanır.



Benim size naçizane önerim ise kedileri daha çok arkadaşlarınızın yavrularından, sokaklardan, barınaklardan ve internet ve sokak ilanlarından takip ederek sahiplenmeniz. Çünkü çok fazla kedi satmaya çalışan insan var. Sonuçta onlar da canlı ve satılmalarını hiç mantıklı bulmuyorum. Tabi ki de sağlık problemleri olduğunda bu bilgilerin çoğu önemli olabiliyor. Fakat genel olarak ortalama bir insansanız kedi konusunda seçici olmamanızı öneririm. Çünkü bütün kedilerin bakıma ihtiyacı var.




Benim size genel olarak verebileceğim bilgiler bu kadardı. Umarım aklınızda kedi sahiplenmeyle ilgili soru işaretleri varsa faydalı olmuştur. Bir sonrakinde görüşmek üzere… J

CONVERSATION

0 yorum:

Yorum Gönder

Instagram

Follow Us