mother of the cats

Herkese yeniden merhaba!
"Kedi Sahiplenmeden Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler" isimli videomda ve yazımda alerjen insanların da kedilerle yaşamasının yolları olduğunu ama bununla ilgili daha sonra bi' içerik paylaşacağımı söylemiştim. Bugün bu sözüme istinaden bi' içerik paylaşıyorum. Tabi ki bu içeriğin de videosu kanalımda olacak; onu da buradan izleyebilirsiniz. :)

Alerjen biriyseniz kedilerle yaşamınızda veya kedi seçiminden önce nelere dikkat etmeniz gerektiğinden 7 madde hâlinde bahsetmek istiyorum.

Pek çok kedi sahibinde durum şu şekilde gelişiyor: Önce kedileri çok sevdiğimiz için bi' kedi sahipleniyoruz; fakat daha sonrasında alerjimiz olduğunu fark edebiliyoruz. Benim annemde de durum bu şekilde oldu. Annemin kedi alerjisi var ama biz Lokum'u sahiplendikten çok uzun bi' süre sonra bunu fark ettik. Fakat eğer annem gibi orta derecede bi' alerjik reaksiyon seviyesindeyseniz, o zaman durum o kadar da zor olmayabiliyor. Dikkat edebileceğiniz ufak tefek ipıuçlarıyla birlikte kediyle yaşam sizin için çok fazla zorlaşmayabilir.

Öncelikle bu noktada şöyle bi' uyarı yapmam gerekiyor: Genellikle bütün kedi sahipleri kediyle bi' süre yaşadıktan veya bi' alerji atağını 1 kez geçirdikten sonra kediyle ilgili bi' bağışıklık kazandığını ve vücudunun kediye alıştığını düşünür. Fakat bu tamamen yanlış. Vücudunuzun eğer alerjik bi' reaksiyon gösterdiyse sonsuza kadar bi' bağışıklık kazanması veya kediye alışması gibi bi' durum söz konusu değil. Aksine bu tip reaksiyonlar vücudunuzda biriktikçe daha sonrasında daha büyük bi' reaksiyona sebebiyet verebiliyor. O yüzden bu bahsedeceğim ipuçlarına kediyle olan yaşam yolculuğunuz boyunca her daim dikkat etmeniz gerekiyor.

Genellikle alerjen kedi sahipleri çoğu kez kedilerin döktüğü kedi kepeğine veya kedilerin vücutlarının salgıladığı yağ ve tükürüklerin içinde bulunan bazı proteinlere tepki verir. Kediler de gün içinde kendilerini sık sık yaladıkları için tükürüğün içinde bulunan bu proteinler çok sıklıkla tüylerine geçiyor. Dolayısıyla bu tip insanlar kedilerin tüylerine de reaksiyon gösterir hale geliyorlar. Bu yüzden bahsedeceğim bu ipuçları ağırlıklı olarak kedi kepeğinden ve tüyünden uzak durmanızla paralellik gösterecek.

1)Kısa Tüylü Bir Kedi Seçiminde Bulunmalısınız.

Öncelikle eğer bi' kedi sahibi değilseniz ve alerjik bi' bünyeye sahipseniz ama vüdunuzun da bunu tolere edebileceğini düşünüyorsanız ilk dikkat etmeniz gereken şey kısa tüylü bir kedi seçiminde bulunmak. Lokum uzun tüylü bi' kedi; bi' İran kedisi. Fakat dediğim gibi biz Lokum'u sahiplendikten çok uzun bi' süre sonra annemin alerjik bi' bünyeye sahip olduğunu fark ettik. O yüzden annemin alerjisini bazen tetikleyebilir duruma gelebiliyor.

Bu açıdan sizin de ilk dikkat etmeniz gereken şey kısa tüylü bi' kedi seçiminde bulunmanız. Çünkü kısa tüylü kediler ev ortamında daha az tüy döküyorlar. Bu da sizin alerjik bünyenizi daha az tetikleyeceği anlamına geliyor.

2)Evinizin döşemesi ahşap olmalı veya halı bulunan alanlardan kedinizi uzak tutmalısınız.

İkinci dikkat edebileceğiniz nokta ise kedileri genellikle evin halı bulunan kısımlarından uzak tutmanız veya evde mümkünse hiç halı bulundurmamanız. Bu kışın biraz zor bi' durum ama halılar genellikle çok fazla kedi tüyü toplamaya meyilli oldukları için sizin alerjinizi daha fazla tetikler hale gelebilir. Bu açıdan döşemesi ahşap alanlarda kediyi bulundurmanız ve düz yüzeyleri sıklıkla elektrik süpürgesiyle temizlemeniz sizin için çok iyi olacaktır.

3)Kumaş kaplı mobilyalarda biriken kedi tüyünü sık sık tüy toplayıcıyla temizlemelisiniz.

Üçüncü dikkat etmeniz gereken nokta ise kumaş kaplı mobilyalar da aynı halılar gibi kedi tüyünü toplamaya çok daha fazla meyilli olduğu için bu mobilyalardan kedinizi olabildiğince uzak tutmanız veya "Kedili Zamansız Favoriler" isimli videomda ve yazımda göterdiğim gibi bir tüy toplayıcıyla sık sık kumaş kaplı mobilyalardaki tüyleri toplamanız çok faydalı olacaktır. En azından kedinin sizin alerjik reaksiyonlarınızı tetiklemesini büyük ölçüde önleyecektir.

4)Kedinizi yatak odanız ve özellikle yastığınızdan olabildiğince uzak tutmalısınız.

En önemli noktalardan bi' tanesi de yatak odanızı ve özellikle yastığınızı olabildiğince kediden uzak tutmak. Genellikle doktorların önerdiği şey kedi ve kedi gibi tüy döken hayvanların alerjik bünyeye sahip insanların uyudukları alanlardan tamamıyla uzak durması, kesinlikle oralarda bulunmaması. Çünkü siz uykunuzda farkında olmadan vücudunuzun tepki vereceği maddelere maruz kalabilirsiniz. Dolayısıyla vücudunuzda çok büyük reaksiyonlara sebebiyet verebilir.

Aynı şekilde kediler yattıkları yerlerde çok sıklıkla tüy döktükleri için kedinin yattığı yeri de düzenli olarak temizlemeniz ve bi' tüy toplayıcıyla veya bi' elektrik süpürgesiyle döktüğü tüyleri temizlemeniz faydalı olacaktır. Ama özetle dikkat etmeniz gereken en önemli nokta yatak odası ve özellikle de yastığınızdan sık sık kedilerin döktüğü tüyleri bi' tüy toplayıcı veya bi' elektrik süpürgesiyle temizlemek, nevresimlerinizi sık sık değiştirmek ve kedileri de o alanlardan olabildiğince arındırmak ve uzak tutmak olacaktır.

5)Alerjik bünyeye sahip olmayan birinden kedinizi olabildiğince sık taramasını istemelisiniz.

Beşinci madde ise kedilerin fırçalanması konusu. Bu yine alerjik bünyeye sahip insanlar için çok önemli bi' nokta. Çünkü kedilerin sık sık fırçalanması, kedi kepeğini azalttığı gibi aynı zamanda kedilerin üstünde dökülmeye meyilli olan ölü tüylerin de kedinin bünyesinden uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Dolayısıyla bu, sizin alerjik reaksiyonlarınızı daha az tetikleyecek bi' durum yaratır.

Bu yüzden de kediyi haftada 1'den daha sık aralıklarla taramanız faydalı olacaktır. Hatta biz Lokum'u hemen hemen her gün taramaya çalışıyoruz. Çünkü çok sık ve çok uzun tüyleri var. Dolayısıyla çok fazla dökülme yapabiliyor. Bu tarama işleminin de eğer mümkünse evde alerjik bünyeye sahip olmayan biri tarafından ve kediyi de çok fazla huzursuz etmeyecek şekilde balkon gibi açık bi' alanda yapılması sizin için çok daha faydalı olacaktır.

6)Kedinizin kum kabı da yine alerjik bünyeye sahip olmayan biri tarafından sıklıkla temizlenmeli.

Bu vücudunuzun tepki verebileceği proteinler aynı şekilde kedilerin idrarında da bulunduğu için kedilerin kum kabını da sıklıkla temizlemeniz yerinde olacaktır. Bunun da yine siz değil, başka biri tarafından yapılması çok daha faydalı olur.

7)Eğer varsa doktorunuz tarafından verilen antialerjik ilaçlarınızı aksatmamalısınız.

Yedinci ve son ipucu ise eğer doktorunuz tarafından size verilen reçeteli bir antialerjik ilaç varsa kediyle olan yaşam yolculuğunuz boyunca doktorun verdiği aralıklarda bu ilacı düzenli olarak kullanmanız çok önemli. Çünkü videonun başında da söylediğim gibi belki ilacı bıraktığınızda da vücudunuz herhangi bi' reaksiyon göstermeyebilir ama bu vücudunuzdaki tetiklemeler biriktikçe daha sonrasında daha büyük reaksiyonlara sebebiyet verebileceği için en azından bunu önleyebilme ihtimali açısından antialerjik ilaçlar önemli. Tabi ki doğru olan bunu doktor kontrolünde yapmanız.

Kedi sahiplenme sürecinde de vücudunuz herhangi bi' alerjik reaksiyon gösterdiğinde yine bi' doktora görünmeniz ve evinizde bi' kedi olduğunu belirtmeniz de size bu aşamada yardımcı olacaktır.

Benim kitaplardan ve internetten bulabildiğim ve aynı zamanda bizim de evde annem dolayısıyla sıklıkla dikkat ettiğimiz ipuçları bu şekildeydi. Dolayısıyla benim size aktarabileceklerim bu kadar. Eğer siz de alerjik bi' bünyeye sahipseniz ve benim değinmediğim bi' noktaya dikkat ediyorsanız da lütfen benimle burda veya YouTube kanalımda yorumlarda paylaşmayı unutmayın. En azından bu içeriklere uğrayan bahsettiğim kategorideki insanlar alttaki yorumlardan da faydalanmış olurlar.

Bi' sonrakinde görüşürüz! :)

Herkese yeniden merhaba!

Bugün son çektiğim favoriler videosuna gelen bir uyarıyla ilgili bi' post paylaşmak istedim. Konunun YouTube kanalımdaki videosuna buradan ulaşabilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler! :)

O videoyu çektikten ve paylaştıktan hemen sonra çok yakın çevremden birinden bi' uyarı aldım. Videoda Whiskas yaş mamalarının kedilerim tarafından çok sevildiğinden bahsediyordum. Bu yakın çevremden olan kişi beni Whiskas mamanın kedilerin böbreklerine zarar verdiğiyle ilgili uyardı. Daha sonra Google üzerinden yaptığım araştırmalarda bahsi geçen mamanın kedilerin üriner sistemlerine ve dolayısıyla böbreklerine zarar verdiğini, idrar taşına sebep olduğunu ve kedilerin ömürlerini kısalttığını okudum.

Ben de konu üzerine bi' araştırma yapmaya karar verdim ve Google üzerinden bulabildiğim bilgileri toparladım. Bu tabi ki kesinlikle "Whiskas ve Marka İncelemesi" gibi bir post olmayacak. Çünkü bu konuda derinlemesine içerik araştırması yapacak veya bir markayı "iyidir-kötüdür" diye sınıflandıracak kadar profesyonelliğim yok. Dolayısıyla böyle bi' şeye haddimin de olduğunu düşünmüyorum. (Malum, çağımızın en büyük sorunu bilgisi olmayan insanların kesin fikirlerinin olması.) Fakat genel olarak yaş mamalar kapsamında ve biraz da Whiskas gibi market mamalarıyla alakalı yorumlara bakarak bir içerik oluşturdum.

Kesin olarak insanların 'Ben böyle bir zarar gördüm' şeklinde paylaştığı postlar çok fazla yok. Bu gibi yorumlar 1-2 tane var ama bunun 1-2 tane olması hepimizin başına gelmeyebileceği anlamına gelmiyor. Dediğim gibi bunlar çok hassas konular; ben herhangi bi' yargıda bulunmak istemiyorum. Markayla ilgili ne "çok iyidir" ne de "çok kötüdür" diyemem. Herhangi bir tarafta olamayacağım; çünkü ben kişisel olarak bi' şey gözlemlemedim. Ama bu söylediğim gibi uzun vadede hiçbi' şey gözlemlemeyeceğim anlamına gelmiyor. Sonuçta bu bir insan hastalığı gibi. Nasıl ki beslenmeniz bir ömür boyu çok kötü olursa yaşlılığınızda bunun sonuçlarını görebilirsiniz; aynı şekilde ben kedilerime çok zararlı bir mamayı bir ömür boyu verirsem bunların sonuçlarını yaşlılıklarında görebilirim veya ömürlerinin kısalmasına sebep olabilirim. Yani bu iş tamamen aynı insandaki gibi işliyor. Sonuçta onlar da canlı bir organizma ve bir bedenleri var. Fakat şöyle bir dezavantajları var; tamamen beslenme kontrolleri bizim elimizde. O yüzden aslında bazı şeylerin sorumluluğunu almış oluyoruz. Bu tip konulara dikkat etmek gerekiyor; bu vesileyle ben uyarı için de teşekkür ederim.

Öncelikle internette yaptığım araştırmalarda temel olarak gördüğüm şey Whiskas mamanın (özellikle yaş mamalarının) diğer mamalara oranla aromasının çok fazla artırılmış bir mama olması. Dolayısıyla kedilere daha lezzetli geliyor ve kedilerde bir noktadan sonra bi' bağımlılık yaratıyor. Farklı bir mama yiyemez hale geliyorlar.

Bu aslında son derece zararlı bi' şey. Çünkü kedileri sadece kuru mama ya da sadece yaş mamayla beslemek çok yanlış. Konserve ve bir paket içine girmiş yaş mamalar her ne kadar zararlı olsa da aslında yaş mama kedilerin ihtiyacı olan su miktarını büyük ölçüde karşılayabilen bi' besin. Ama sürekli su ihtiyacını karşılayacak diye sürekli yaş mama vermek de doğru bir yaklaşım değil.

Yaş mamanın sürekli verilmemesi gerekliliğinin bir sebebi de kedilerde diş problemlerine sebep olması. Anladığım kadarıyla dişlerde biriktiği için kedilerde tartar ve diş taşı oluşumuna sebep oluyormuş. Benim diş problemiyle ilgili yaşadığım deneyim şu şekilde: Lokum'un dişlerinde ciddi problemler var. Kestane rahat şekilde kuru mamayı yiyebiliyor ve dolayısıyla hazmedebiliyor. Çünkü ne kadar çiğnediği hazım aşamasında çok önemli. Fakat Lokum'un bu konuda ciddi sorunları var. Dolayısıyla her zaman kuru mamayı rahat yiyemeyebiliyor veya yediği zaman rahatça hazmedemeyebiliyor. O yüzden genel olarak önerilen ve bizim de tercih ettiğimiz yaş mamayı ve kuru mamayı düzenli aralıklarla vermek ve sadece tek birini kediye sürekli dayatmamak. Hem hazımları, hem besin düzenleri, hem de damak zevkleri için çok daha sağlıklı ve faydalı oluyor.

Kedilerin beslenme düzeniyle ilgili benim kendi rutinim ve yapılması gerekenler çerçevesinde bi' video çekip blogda da post paylaşacağım. Ama hemen parantez açarak şunu söylemek istiyorum: Kediler için su ve özellikle taze su çok önemli. Dolayısıyla hangi tür mamayı verirseniz verin; yanına bi' kap taze su koymayı ve gün içinde olabildiğince sık şekilde sularını tazelemeyi unutmayın. Çünkü kediler suları taze olmadığı zaman çok fazla içmek istemiyorlar ama dediğim gibi su onların besin düzeni açısından çok önemli. Bunu da böyle küçük bir parantez olarak söylemek istedim.

Ben aslında içeriğini yüzde yüz kontrol edemeyeceğimiz için hiçbi' mamanın çok çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Tabi ki de özellikle yurt dışında satılan, besin değeri açısından çok zengin, kediler için üretilen çok güzel mamalar var. Fakat bunlar da çok maliyetli olabiliyor ve her aile bütçesi bunları karşılayamayabiliyor. Maalesef ki Whiskas ve türevi markalar da marketlerde çok kolayca daha uygun maliyetlere ulaşabileceğimiz markalar. O zaman kedi sahipleri biraz handikap içerisinde kalabiliyor.

Benim bu içerikte temel olarak söylemek istediğim şey şu: Ben bahsedilen şekilde bi' zarar gözlemlemedim ama hiçbir insan gözlemlememiş diyemem; bunun örnekleri var. Aynı şekilde benim de uzun vadede gözlemleyemeyeceğim anlamına gelmiyor. Dolayısıyla bu, bundan sonra benim de çok fazla dikkat edeceğim bir konu olacak. Size de dikkat etmenizi öneririm; en azından kedilerinizin besin rutininde çok sık bi' yer kaplıyorsa belki onu biraz azaltabilirsiniz veya çok çok zor durumda kaldığınız zamanlarda vermeyi tercih edebilirsiniz.

Bunun haricinde yine yaptığım araştırmalarda Whiskas'a oranla ProPlan ve Royal Canin gibi markaların daha profesyonel ve besleyici olduklarını öğrendim. Ama belirttiğim gibi ben kesinlikle veteriner veya bir besin içeriği uzmanı filan değilim. O yüzden de yüzde yüz "şu iyidir, bu iyidir, kedinizi şunu verin, bunu vermeyin" diyemem. Eğer kedi sahibiyseniz bunu herhangi bi' veterinere gidip sormanız daha sağlıklı olacaktır.

Temel olarak şunu da bilmek gerekiyor: Çok geniş kitlelere satılan mamalar aslında çok düşük bi' ihtiyaca hizmet ediyor. Sonuçta bi' paket içine de giriyorlar, uzun süre dayanıklı olmaları gerekiyor ve uzun süreler boyunca market raflarında satılabiliyorlar. Dolayısıyla içerlerinden hiçbi' katkı maddesinin olmadığı veya yüzde yüz çok sağlıklı içeriklerle yapıldığı düşüncesi bi' rüya; o bi' hayal. O açıdan da çok hayalperest olmadan, gerçeklerin farkında olmak ve ona göre hareket etmek yerinde olacaktır.

Ben internette bu konuda bi' araştırma yaptım. Çok detaylı anlatımlar var; fakat bunlar çok kafa karıştırıcı oluyor. Bi' şeyleri de böyle uzun videolar ve postlar halinde çok detaylı detaylı ve karışık karışık anlatmak da hiç faydalı olmuyor. İnsanlar bi' o kadar sıkılıyorlar, bi' o kadar anlamıyorlar ve aslında konudan uzaklaşıp kendi rutinlerine geri dönüyorlar. Ben kısaca yaş mama seçiminde nelere dikkat edebileceğinizle ilgili bi' araştırma yaptım. Bunları sizle paylaşmak istiyorum. Bu araştırma sırasında şu siteden ve bi' siteden daha faydalandım; fakat ikincinin linkini tekrar bulamadım. Faydalandığım ilgili linke buradan ulaşabilirsiniz. Aynı şekilde forum ve sözlüklerden de tüketici yorumlarına ulaşabilirsiniz. Bu içerik sahiplerine de paylaşımlar için çok teşekkür ederim; çünkü çok net ve çok açıklayıcı olmuş. Genelde böyle ciddi konularda aslında bu kadar 'basic' ve pratiğe dönük bilgiler bulmak çok kolay olmayabiliyor.

PEKİ YAŞ MAMA SEÇİMİ NASIL OLMALI?

1)Şeker ve İlave Tuz Bulunmamalı!

Öncelikle ilk dikkat edebileceğiniz şeylerden birisi yaş mamanın içeriklerine bakarken içerisinde şeker ve ilave tuz bulunmaması.

2)Pakette "yapay" ve "suni" ifadeleri olmamalı!

Bunun haricinde "yapay" ve "suni" ifadelerinin olmaması da çok önemli. Bi' şeyin yapayı nasıl insanlar için kötüyse, aynı şekilde kediler için de zararlı. Dolayısıyla bu ifadelere dikkat etmeniz yerinde olacaktır.

3) Mısır, mısır gluteni, buğday, tahıl gibi alerji yapabilecek maddeler içermemeli!,

Diğer bir dikkat edebileceğiniz nokta alacağınız yaş mamanın içerisinde mısır, mısır gluteni, buğday, un ve tahıl gibi aslında yaş mamanın maliyetini üretim aşamasında çok fazla düşüren ama kedinizde alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek veya bünyesine zarar verebilecek maddelerin bulunmaması. Alerji problemi olmayan kediler bu tip mamalara herhangi bi' reaksiyon göstermeyebiliyor; fakat özellikle yeni sahiplendiyseniz kedinizin bünyesinin böyle bi' şeye nasıl tepki vereceğini öngöremeyebilirsiniz. Bu açıdan en azından ilk aşamada buna dikkat etmeniz yerinde olacaktır.

4) Fosfor, magnezyum ve kalsiyum dengeli şekilde bulunmalı!

Diğer önemli bi' nokta fosfor, magnezyum ve kalsiyum gibi içeriklerin dengeli şekilde mamanın içerisinde bulunması. Çünkü zaten bu tip içerikler kedilerin böbreklerine zarar verebiliyor. Bunun en basit örneği kalsiyum; sütte çok fazla var. Nasıl ki sütü kediye sade bi' şekilde veremiyoruz; hatta mümkünse hiç vermemek gerekiyor. Dolayısıyla da bu tip içeriklerin mamada dengeli şekilde ve gerektiği ölçüde bulunmasına dikkat etmeniz gerekiyor.

5) Pakette mamanın içerdiği etin tanımlaması iyi şekilde yapılmış olmalı!

Aynı şekilde pek çok kaynakta özellikle uyarılan şeylerden bi' tanesi mamanın pakedinde et tanımlamasının çok iyi şekilde yapılması. Yani mama hangi eti içeriyorsa, bu etin çok iyi şekilde tanımlanmış olması gerekiyor. Üzerinde herhangi bir "by-product", yani bi' şey etinin yan ürünü/türevi gibi bi' ifade bulunuyorsa bu kediniz için sağlıklı ve besleyici bir mama olmayacaktır. (Hatta bazı kaynaklarda bu şekilde tanımlanan içeriklerin hayvanların sakatatlarını veya ölü ve hastalıklı hayvanlardan sağlanan etleri de kapsadığını gördüm; korkunç sonuçlar doğurabilir.)

6) Mama kesinlikle "Taurin & Vitamin" içermeli!

Yine pek çok kedi sahibi ve veterinerin yaptığı uyarı da alacağınız mama ve yaş mamanın "Taurin & Vitamin" içermesi. Çünkü taurin ve vitamin kedilerde görme ve kalp fonksiyonu açısından çok önemli. Aynı zamanda bağırsak florasını canlandırdığı için böbreklerin çalışmasına da çok fazla destek oluyor.

7) Satın alma aşamasında son kullanma tarihine ve FDA onayına dikkat etmelisiniz!

Son olarak da şu konuda bi' uyarı yapmışlar: Son kullanma tarihine ve FDA onayı olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Çünkü FDA, Amerika'da gıda ve sağlık alanında ciddi denetlemeler yapan bi' kurum. FDA'nın sitesinden düzenli olarak aldığınız mamanın ve yaş mamanın onaylı olup olmadığını veya geri toplatılan ürünler arasında olup olmadığını sık sık kontrol etmeniz gerekiyor.

Benim genel olarak "Whiskas Krizi" ve yaş mama çerçevesinde söyleyebileceklerim bu kadardı. Dediğim gibi çok ince bi' çizgi üzerinde kalmaya çalıştım. Çünkü bi' markayı sürekli "iyidir" ya da "kötüdür" diye etiketlemek de yanlış. Bi' sorumluluk alıp birilerine sürekli "şunu verin, bunu vermeyin" demek de yanlış. Çünkü her zaman uyardığım gibi konunun uzmanı filan kesinlikle değilim. Dolayısıyla aklınızda bi' soru işareti varsa da veterinerinize sormaktan lütfen çekinmeyin.

Bu konuyla ilgili ek bi' bilginiz varsa, beni uyarmak isterseniz veya "bilgim ve deneyimim dahilinde" sormak istediğiniz bi' şey varsa lütfen benimle yorumlarda paylaşın. Aynı şekilde YouTube kanalımı ve oradaki videoları da ziyaret etmeyi unutmayın lütfen. Bir sonrakinde görüşürüz! :)

Herkese selam!

Blog'a yeniden hoşgeldiniz. Kedi bakımıyla ilgili favorilerimden bahsedeceğim "Kedili Zamansız Favoriler" isimli bi' seri başlatıyorum. Bugün bu serinin ilk favorilerinden bahsedeceğim. Bu sürekli aydan aya yayınladığım bir içerik olmayacak; çünkü daha önce de bahsettiğim gibi kedi bakmak öyle çok masraflı bir eylem değil ve sürekli kedi bakımında kullandığınız malzemeleri değiştirmeniz gerekmiyor. O yüzden ürünler ve yeni keşiflerim biriktikçe ben bu içeriği yayınlıyor olacağım. Bu yazının YouTube kanalımdaki hâlini izlemek isterseniz de kanala bekliyorum. :) İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler!

1- Bahsetmek istediğim ilk ürün zıplayan tavşan oyuncak. Bunu Mecidiyeköy'de yürürken bi' sokak satıcısından satın almıştım. Kestane ve Lokum şu an bununla oynamaya bayılıyor gerçekten. Bunu nereden satın alabilirsiniz, bilmiyorum ama büyük ihtimal yine bi' sokak satıcısından falan bulabilirsiniz. Sokakta çünkü yaygın olarak satıldıklarını gördüm.

Bi' de AliExpress gibi sitelerden sipariş edilen kedi oltaları var. Onların da kedilerin çok sevdiğini duymuştum. Onu da denemek istiyorum ama uzun sürede geleceği için tereddütlüyüm. Aslında kedilere alternatif oyuncak yaratmak istiyorum; çünkü genellikle ip ve eski ayakkabı bağcıklarıyla oynatıyoruz biz ya da kağıtlardan top yapıyoruz. Çok da seviyorlar aslında ama böyle alternatifler yaratmak da hoşuma gidiyor.

2- İkinci göstermek istediğim ürünse Parex markasından aldığım minik tüy toplayıcı. Bu gerçekten son derece küçük. Pek çok kedi sahibi genelde bunun standart boyuna aşinadır. Çünkü kediler mevsim geçişlerinde çok fazla tüy dökmeye başlıyorlar. O yüzden bu tip dönemlerde hem üstünüze başınıza dökülen tüyleri hem de koltuklara yapışan tüyleri temizlemek için güzel oluyor. Ama bu geçiş dönemlerinde Kestane veya Lokum'un kıyafetlerimin üstünde uyuduğu oluyor. Özellikle Lokum geçiş dönemlerinde çok fazla tüy döken bir kedi. Zaten doğası gereği çok tüylü. Dolayısıyla dışarı çıktığımda falan kıyafetlerimde olan kedi tüylerini gün ışığında fark ettiğim oluyor. Bunu da çantama atıp dışarıda öyle durumlarda kullanırım diye düşündüm. Çünkü hem çok hafif, hem de kocaman bi' şeyi çantamda taşımak zorunda değilim artık. Ben bunu Migros'ta gördüm aldım. Fiyatı da 5 ya da 6 liraydı.

Bununla ilgili tek sıkıntı çabuk bitebilecek olması olabilir. Ama sadece dışarıda kullanacağınız için ne kadar büyük sıkıntı yaratır; bilemiyorum. Çünkü biz zaten genelde evde standart boyunu kullanıyoruz ağırlıklı olarak.

3- Üçüncü göstermek istediğim ürünse Whiskas'ın tekli yaş mamaları. Bunların kuzulu olanını daha dün yediler. Marketlerde çok sık indirime giriyorlar. Geçen gün CarrefourSA'da sanırım yarı fiyatına bulmuştum. 1.5 liraya buldum; normalde 3.5 lira civarı oluyor. Dün de Migros'tan 1 alana ikincisi 1 lira gibi bir indirimden aldım. Bunların konserve içinde satılanları da var. Bu tekli olanların tanesi 100 gram; konservede olduğu zaman 400 gram. Konserve 4 tanesinden çok daha kârlı olabiliyor. Bizim genelde aldığımız kuru mamalar ağırlıklı olarak ton balıklı veya somonlu oluyor. Benim de evde yaptığım bir mama var. Evde kuru ya da yaş mama bittiği zaman çok çaresiz kaldığımda kedileri doyurabilmek için zeytinli-ton balıklı bir mama yapıyorum. Onun için de bi' video çekeceğim yakın bir zamanda. Ama dediğim gibi kuru mamalarımız sürekli balık içerikli oldukları için böyle arada bir kırmızı et içerikli yaş mamalar çok güzel oluyor. Bu kuzulu ve sığır etli olanları çok seviyorlar; Kestane bunları maksimum bu 7 dakikada falan yiyor. Bunları küçük bir kâse içerisine koyuyorum. Çok az da cattle'da su ısıtıyorum ama asla kaynar değil, ılık su. Belki 1 yemek kaşığı kadar içine o sudan katıp karıştırıyorum ki yemesi onlar için daha kolay olsun. Bayıla bayıla yiyorlar; bu aslında benim favorim değil, kedilerimin favorisi.

4- Dördüncü göstermek istediğim de CarrefourSA tarafından sokak kedileri için yapılan pati mamaları. Bunların Migros ve Macro Center'larda satılanları da var. Ben bunu yanlış hatırlamıyorsam CarrefourSA'dan 1 ya da 1.5 lira gibi bi' fiyata almıştım. Buldukça almaya çalışıyorum. Hem çok uygun fiyatlı, hem de sokak kedileri için çok iyi bir alternatif oluyor. Ne zaman sokakta çöp karıştıran bi' kedi görsem hemen pati maması vermeye çalışıyorum. Çantamdan eksik etmediğim şeylerden bi' tanesi. Bunların köpekler için olanları da var. Çok iyi oluyor; çünkü gerçekten sokak kedi ve köpekleri ne buluyorlarsa onu yemeye çalışıyorlar ve bulabildikleri sınırlı. Elinizden geldiğince her zaman çantanızda taze su ve bu tip pati mamaları bulundurmayı unutmayın. Çünkü fikir olarak muazzam bi' fikir. Çok uygun fiyatlı. Herkes çantasına cebindeki 1 lirayla ekmek alıp evine giderken atabilir. Kimse 1 lira yüzünden batmaz. Çantanıza atın ve sokakta lütfen aç veya yemek arayan bi' kedi gördüğünüz zaman azar azar verin. Gerçekten çok mutlu oluyorlar ve gördüğünüz karşılık parayla ölçülebilecek türden bir şey olmuyor.

Bir de şunu eklemek istiyorum bununla ilgili: Bunu arada bi' alıp gidip kendi evinde beslediği kediye köpeğe veren insanlar olduğunu duydum. Yani cebinizde hiç para yoksa ve çok zor durumdaysanız tamam, bunu yapın ama genel olarak yapmayın. Çünkü bu 1 ya da 1.5 lira bi' şey. Evinizdeki kediye köpeğe zaten alıyorsunuz. Yani o paradan da gocunmayın. Onları evlatlarınız gibi görmeniz çok daha normal ve sağlıklı bir düşünce. Bunu gerçekten gidin; sokakta ihtiyacı olan kediye köpeğe verin, onlara yedirin. Çok daha mutlu oluyorlar ve çok daha hayırlı bi' şey yapmış oluyorsunuz. Bunu yapmayın: KAMU SPOTU.

5- Beşinci ürün ise Catherine Davidson tarafından yazılmış "Kedi Bakımı El Kitabı" isimli bir kitap. Kitabın yazarı bir uzman veteriner. İçinde harika ötesi bilgiler var. Kedi beslemek isteyen herkesin sahip olması gereken kitaplardan bir tanesi. Almanızı öneririm. Ben D&R şubelerinde bulamamıştım. Muhtemelen çok fazla satmayan bi' kitap olduğu ve daha "niche" bi' kitleye hitap ettiği için raflarda bulamıyorsunuz. Ama ben internet üzerinden almıştım; ya hepsiburada.com'dan aldım ya da D&R'ın internet sitesinden aldım, tam hatırlayamıyorum. Yani internette kolaylıkla bulabiliyorsunuz. İçerisinde genellikle kedi besleyenlerin de çok fazla bilmediği bilgiler var. Benim en çok dikkatimi çeken şey içinde kedi ilkyardımıyla ilgili bir bölüm olmasıydı. Yani kedinizin acil sağlık durumuyla ilgili bi' problemi olduğunda onu veterinere yetiştirene kadar neler yapabileceğinizle ilgili faydalı bilgiler var. Eğer böyle bi' kitap arayışı içindeyseniz kesinlikle öneririm.

Bi' de benim sizden bu tip içeriklerle ilgili nacizane bi' ürün önerisi isteğim olacak. Eğer bildiğiniz kedi-köpek bakımı ve pet sahiplenmeyle ilgili içerikler üreten bir dergi varsa -kaç ayda bir çıktığının falan önemi yok- öyle bi' yayın arayışı içerisindeyim. Türkiye'de Cat&Dog ve Kedici dergisi var. Tabi ki de çok fazla emek verip yayınlıyorlar; yanlış bi' şey söylemek istemiyorum ama Kedici dergisini içerikler anlamında çok çok faydalı bulmamıştım. Genelde daha çok kedi sahiplenen insanların oraya gönderdiği içerikler üzerine kurulu bir dergi olduğunu gözlemledim. Zaten sürekli çıkan bir dergi değil. Cat&Dog ise ağırlıklı olarak köpek bakımı üzerine yayın yapıyor. Bu yurtdışından bir dergi ve İngilizce bir içerik de olabilir; eğer öyle bi' bilginiz varsa lütfen benimle paylaşın. Çünkü öyle dergilere merakım var. O dergilerden aldığım içerikleri toparlayıp burada paylaşabilirim. Paylaşım yaparken bahsettiğim bu kitaptan da çok fazla faydalanıyorum. Çünkü içerisinde çok faydalı bilgiler olabiliyor. Bi' de sonuçta bizler sadece kedi besleme konusunda nacizane deneyimli insanlarız. Usta ya da veteriner değiliz. Dolayısıyla ordan burdan bilgi bulmak yerine bu tip yerlerinden bilgi toparlayıp paylaşım yapmak, sağlam bilgileri paylaşmak çok daha faydalı oluyor. O yüzden öyle içeriklere merakım var. Sizin bu içeriği ne zaman gördüğünüzün bi' önemi yok; 1 sene sonra da görseniz lütfen bana aşağıda yorum olarak bırakın "Doğa ben böyle böyle bi' şey biliyorum" diye. Çok mutlu olurum.

6- Son favorim ise elle tutulamayan bir favori. Ben bu içeriği paylaşırken geçtiğimiz haftalarda Anneler Günü vardı ve Anneler Günü için pek çok kedi maması markası Anneler Günü'nü kutlayan reklamlar yaptılar. Bunlardan en hoşuma giden ProPlan'ın yaptığı Anneler Günü reklamı oldu. "Onları evlatlarınız gibi sevdiğinizi biliyoruz; tüm pet sahiplerinin Anneler Günü kutlu olsun" gibi bir mesajı ve teması olan bir reklamdı. Gerçekten çok hoşuma gitti. İzlemek isterseniz buradan reklama erişebilirsiniz.

Whiskas'ın da Anneler Günü reklamı vardı; onu da çok beğendim ama çok Nevin anne üzerine yoğunlaşmıştı :) Gene de o da güzeldi. Eskiden böyle şeyler yapılmıyordu çünkü. Hayvan sahiplenmek sadece "hayvan sahiplenmek" gibi bi' şeydi algı olarak. Ama şimdi böyle annelikle özdeşleşmiş olması çok hoşuma gidiyor. Reklamlar da çok hoşuma gidiyor o yüzden. Her ne kadar arkasında kapitalist çıkarlar yatsa da tabi ki de duygularımıza hitap eden içerikler oluyor.

Benim size anlatmak istediklerim bu kadardı. Dediğim gibi elimde böyle ürünler veya izleyebileceğiniz-okuyabileceğiniz kedi bakımıyla ilgili belgesel ya da kitap önerileri biriktikçe onları da paylaşmaya çalışacağım. Umarım hoşunuza gitmiştir. İçeriği ağzımdan dinlemek isterseniz de tekrar YouTube kanalıma beklerim. Bi' sonrakinde görüşürüz! :)

Yeniden selam!

Bugün kedi bakımıyla ilgili bi' şeyler merak edenlerin ve kedi beslemek isteyenlerin çoğunlukla kafasında bi' soru işareti oluşturan tuvalet alışkanlığı konusuna değinmek istiyorum. Bu konuyla ilgili videomu merak edip izlemek isterseniz de yine YouTube kanalıma beklerim.

Burda tuvalet alışkanlığıyla ilgili temelde değinmek istediğim 3 konu var: Kedinize nasıl bir kedi kumu kabı seçmelisiniz, nasıl bir kedi kumu seçmelisiniz ve tuvalet alışkanlığını nasıl kazandırabilirsiniz?

1.Kedi kumu kapları temelde açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılıyorlar.

Açık kaplar üzerinde herhangi bir başlık olmayan kaplardır. Genellikle sağlam bir malzemeden yapılıyorlar. Dolayısıyla da daha uzun ömürlü olabiliyorlar ve çok daha maliyetsizler. Kediler için de kullanım kolaylığı açısından çok daha ideal.

Bunlarda genellikle en büyük sorun, kedilerin tuvaletlerini kapamak isterken ve kumu eşelerken etrafa kum sıçratması oluyor. Bu nedenle de bazen açık kedi kumu kaplarında etrafa kum yayılmasını önleyen kenarlıklar oluyor. Seçim yaparken en çok buna dikkat etmenizi öneririm.

Açık kapların tek kullanımlık mukavva malzemeden yapılanları da var. Tek bir kez veya en fazla iki kez kullanabiliyorsunuz. Seyahate kedinizi götürürken tercih etmenizi önerebileceğim bir seçenek.

Kapalı tepsiler ise biraz daha maliyetli olmakla birlikte bazı kedi sahipleri tarafından tercih edilebiliyorlar. Çünkü kokunun dışarı yayılmasını önlüyorlar ve de aynı zamanda kumun etrafa saçılması sorununu da ortadan kaldırmış oluyorlar. Fakat bazı kediler kapalı kedi kumu kaplarından rahatsız olabiliyor. Çünkü bazı kedilerde klostrofobik durumlar olabiliyor veya koku içerde hapsolduğu için kokudan rahatsız olan kediler bir kez daha oraya girmek istemeyebiliyorlar. Aynı zamanda kapalı kedi kumu kapları, çok büyük kediler için rahatsızlık verecek derecede dar gelebiliyor.

Kedi kumu kabı seçerken aslında temel olarak dikkat etmeniz gereken daha önemli noktalar var. Bunlardan birincisi kedinin içeride hareket edebileceği kadar geniş olması. Kediler için hareket zorlaştıran dar kaplar genellikle zorlayıcı olabiliyor ve rahatsız olabiliyorlar. Bununla birlikte kedi kumu kabının yeterince geniş olması kedilerin kumu birden fazla kez kullanabilmesine de olanak tanıyor. Bu açıdan da bir avantaj oluyor.

Yine önemli bir nokta tepsinin kedinizin kumu eşeleyebilmesi için yeterince kum koyacak kadar iyi bir derinliğe sahip olması gerekliliği. Fakat aynı zamanda tepsi, yavru veya çok yaşlı bir kedinin içeri rahatlıkla girebileceği yükseklikte olmalı. Yanı o derinlik ve alçaklık oranının çok iyi ayarlanmış olması gerekiyor.

Evde eğer birden fazla kediniz varsa her kedi için birer tane kedi kumu kabı koymanız kedileriniz için idealdir. Fakat çok da şart değil. Biz şu anda tek bir kedi kumu kabı kullanıyoruz ve yeterli genişliğe sahip. İkisi açısından da herhangi bir rahatsızlık gözlemlemedim. Bununla birlikte eviniz eğer çok katlıysa kedinizin rahatlıkla tuvalet ihtiyacını giderebilmesi için her bir kata birer tane kedi kumu kabı koymanız yine ideal olan durum. Ama bizim evimiz de çok katlı olmasına rağmen üst kata herhangi bir kedi kumu kabı koymuyoruz. Çünkü üst kat zaten çok küçük bir alan ve kediler genellikle orada vakit geçirmiyorlar. Daha çok alt katta vakit geçirdikleri için orada bir kedi kumu kabı kullanmayı tercih ediyoruz. Genellikle kış aylarında kedi kumu kabını tuvaletimizin bir köşesine koyuyoruz; yaz aylarında ise balkona koymayı tercih ediyoruz.

Kedi kumu kabını temizleyebilmeniz için tabi ki aldıktan sonra bir tane küreğe ihtiyacınız olacak. Bununla birlikte de kedi kumu kabının altına bir gazete kağıdı veya bir paspas sererseniz, etrafa saçılan kumları temizlemek sizin için çok daha kolay olacaktır.

2.Yine kedi kumu seçimi de deneye yanıla görebileceğiniz, kedinizin hangisinde daha konforlu olduğu veya hangisinden daha fazla rahatsızlık duyduğuyla ilgili bir konu tamamen. Tabi ki de aynı zamanda bu sizin fiyat-performans oranına dikkat ederek de seçim yapabileceğiniz bir konu. Örneğin siz tamamen kokuyu hapsetmesi ve etrafa kötü koku saçmaması için daha parfümlü veya kokulu kumları tercih edebilirsiniz. Fakat kediniz bu tür kokulardan son derece rahatsızlık duyuyor olabilir. Kaynak olarak kullandığım kitapta kedi kumunu 4 ayrı maddeye ayırmış.

a) Geleneksel Topaklanmayan Kumlar: Bunlar temel olarak kurutulmuş kilden üretiliyorlar ve ıslandıkları zaman kötü kokabiliyorlar. Fakat topaklanan kumlara göre etrafa daha az saçılıyorlar. Bu tür topaklanmayan kumların haftada en az 1 kez değiştirilmesi gerekiyor. Tabi ki de dışkı kedinin konforu için her gün, her saat, mümkün olduğu kadar sık temizlenmeli. Fakat bütün bir kum haznesi topaklanmayan kumlarda haftada en az 1 kez değiştirilmeli.

b) Topaklanan kumlar: Topaklanan kumlar ise ıslanınca birbirine yapışan kil tanelerinden üretiliyorlar. Kediler genellikle bu kumun ince yapısından hoşlanırlar. Dışkılarla birlikte tepsiden kolaylıkla alınabilmesi gibi bir avantajı var; fakat topaklanmayan kumlara göre biraz daha pahalılar. Aynı zamanda şöyle bir dezavantajı var: Bazen topaklanıp yapışabildikleri için kedilerin patisine yapışıp bütün eve dağılabiliyorlar. Bununla birlikte yavru kedilerde başlangıçta davranış bozuklukları gözlemlenebiliyor; bu gibi durumlarda kedilerin topaklanan kumları yutup nefes darlığı çekebilmesi gibi bir olasılık da var.

c) Silikajel Kumlar: Bu kum tipi, genellikle kil bazlı kumlardan çok daha hafif oluyor ve piyasada daha pahalı fiyatlara bulabiliyorsunuz maalesef. Fakat kumlar arasında en emici olan bu kum tipi. Kokuyu neredeyse tamamiyle hapseder. Ve genellikle çok uzun süre boyunca kullanabilirsiniz; dışkıları hemen her gün temizlersiniz, fakat kumu sadece katılaştığında değiştirmeniz gerekir.

d) Dönüştürülebilir (Geri Dönüşümlü Kumlar): Bunlar mısır koçanı ve kenevir gibi yenilebilir ve değiştirilebilir malzemelerden yapılıyorlar. Çok daha çevre dostu tabi ki. Bunların hem topaklanan, hem topaklanmayan tiplerini bulabiliyorsunuz. Ama genellikle gündelik marketlerde bulmanız biraz daha güç; o yüzden internetten satın almanız gerekebilir. Bu tip bi' hassasiyetiniz varsa ve yeşilciyseniz bu tip bi' kum tercih edebilirsiniz.

Kedi kumunuzu seçtikten sonra hangi tip kum alırsanız alın, kaba yaklaşık 5 cm. derinliğinde kum doldurmalısınız ki kediniz tuvaletini yaptıktan sonra rahatlıkla kumu eşeleyebilsin ve kapatabilsin. Aynı zamanda kedinizde astım varsa daha tozsuz ve kokusuz bir kedi kumu tercih etmenizi tavsiye ederim.

Kedi kumunu temizlerken de dikkat etmeniz gereken bir kaç tane nokta var. Bunlardan en önemlileri eğer hamileyseniz veya bağışıklık sisteminizle ilgili bir probleminiz varsa enfeksiyon riski taşıyabileceğinizden kedi kumunu başkasına temizletmenizi öneririm. Aynı zamanda tabi ki bebekleri ve çocukları da kedi kumundan uzak tutmanız çok daha iyi olacaktır.

Kumu temizlerken dışkıları kürekle bir poşete alarak her gün temizlemeniz ve daha sonra da azalan kum hacmini azaldığı oranda doldurmanız gerekecek. Bununla birlikte de bütün bir kum haznesini düzenli aralıklarla değiştirmeniz gerekecektir. Bu aldığınız kumun ömrüne göre değişebilecek bi' şey. Kum tepsisini de sıcak/ılık sabunlu suyla düzenli aralıklarla temizlemeniz ve çok iyi bir şekilde durulamanız gerekiyor ki kumlar üzerine ıslanıp yapışmasın. Kedi kumu kabını temizlerken çok güçlü kimyasallar kullanmamaya da özen gösterin ki kedilere zarar vermesin.

3. Son olaraksa kedinize tuvalet ve kedi kumu alışkanlığını nasıl kazandırabileceğinizden bahsetmek istiyorum. Yavru bir kediye de bu eğitimi verecek olsanız, yetişkin bir kediye de bu eğitimi verecek olsanız; esasında olay son derece basit. Çünkü kediler çok titiz hayvanlar ve bu kedi kumu ortamına çok kolaylıkla alışabiliyorlar. Sadece bir yetişkin kedinin, eğer daha önce hiç böyle bir alışkanlık edinmediyse, bunu öğrenmesi biraz daha uzun sürebilir belki. Ama bu yine maksimum 1 ya da 2 gün uzunluktur. Çünkü daha önce bu ortama alışamayan ve bu alışkanlığı edinemeyen bir kediyle hiç karşılaşmadım.

Kedinize kedi kumu eğitimini vermeniz için temelde yapmanız gereken tek şey kedinizi yemekten veya uykudan sonra bir köşede çömelirken, burnunu çekerek etrafı koklamaya çalışırken ya da bir yerleri eşelerken görürseniz hemen kedinizi alıp sakince kumun içine koyun. Daha sonra da elinizle hafifçe kuma dokunursanız eğer, kediniz ne yapması gerektiğini çok rahatlıkla anlayacaktır.

Kedinize kum tepsisini gösterdiğinizde eğer kediniz kendi çıkarsa kum kabının içine o zaman ona cesaret verici ve şefkatli bir ses tonuyla desteklemeniz çok güzel olacaktır. Fakat kediniz kum kabını kullanırken onu mümkün olduğunca yalnız bırakmaya çalışın; çünkü pek çok kedi izlenmekten hoşlanmaz ve mahremiyet onlar için önemlidir.

Kedinizin tuvalet alışkanlığıyla ilgili de bir kaza olduğunda kedinizi asla cezalandırmayın. Sakince tekrar kum kabına koymanız yeterlidir; kısa bir süre sonra alışacaktır. Çok fazla internette kedi eğitimiyle ilgili şöyle şeyler okuyorum: Dışkıyı bıraktığı yere kedinin burnunu sürtmek veya kediye vurmak. Bu tip şeyler kedide sadece korku yaratır ve bu tip korkular da kedide sadece tuvalet problemlerine sebep olur. Tuvalet problemleri de bazı kedilerde travmatik durumlarda veya içgüdüsel sebeplerden çoğunlukla oluşabiliyor. Bu tip tuvalet problemlerine de yine başka bir postta ve başka bir videoda değinmek istiyorum.

Son olarak tüm bunlar tamamlandıktan sonra dikkat etmeniz gereken bir kaç nokta:

-Kedi kumu kabını evde trafiği çok olan bi' yere koymamanız gerekliliği. (Daha çok sessiz ve güvenli noktalara yerleştirmelisiniz.)

-Kum tepsinini mutlaka kolayca erişilebilen bi' yere yerleştirmek.

-Kum tepsisinin yemek ve su kaplarından uzakta olması. (Kediler genellikle bu tip durumlardan hoşlanmıyorlar.)

-Tepsiyi olabildiğince sık temizlemek ve temiz tutmak. (Kediniz genellikle kirli veya kokan bir kedi kumu kabını kullanmak istemeyecektir ve ondan hoşlanmayacaktır.)

Dediğim gibi tuvalet problemleriyle ilgili ayrı bir içerik üretmek istiyorum. O yüzden bu postta tuvalet alışkanlığıyla ilgili anlatacağım her şey bu kadardı. Umarım sizin için faydalı olmuştur. Yine tuvalet alışkanlığıyla veya başka bi' konuyla ilgili merak ettiğiniz içerikler varsa buraya veya YouTube kanalıma yorum bırakmayı unutmayın lütfen. Mutlaka onlarla ilgili de bir içerik üretirim veya sorularınızı olabildiğince veterinerlik bilgisi dahilinde olmadığı sürece cevaplamaya çalışırım. Bir sonrakinde görüşmek üzere! :)

Kaydol: Kayıtlar ( Atom )

featured Slider

KEDİLER İÇİN TEMEL BEDENSEL BAKIM

911'İ ARAYARAK SAHİBİNİ KURTARAN KEDİ

Alerjik Bünyeli İnsanların Kedi Bakımında Dikkat Etmesi Gerekenler | 7 İPUCU

Whiskas ve Market Mamaları Gerçekten Zararlı Mı? | İyi Yaş Mama Seçimi

Kedili Zamansız Favoriler | -1- |

KEDİLERDE TUVALET EĞİTİMİ | Doğru Kumu ve Kum Kabını Seçmek

Aramak istersen

Açıklama

Etiketler

Instagram